Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Vardır Bir Planı (!)

Bir siyaset bilimci olan Max Weber siyasetçileri iki farklı kategoriye ayırmıştı. Bunlardan biri siyaset için yaşayanlar bir diğeri ise siyasetten geçinip yaşayanlar. Bugün bir kez daha iki siyasi figür arasındaki farkı gördük. Siyasetten geçinen yani siyasi kariyerlerini asıl amaç haline getiren pek çok siyasetçi var. 14 Mayıs 2023 seçimlerden sonra ATA İttifakı adayı olarak %5.2 oy alan Sinan Oğan da bunlardan biri olarak Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçmiş bulunmaktadır. 2022 yılı Eylül ayında yakın çevremin bildiği üzere TÜRKSAM’da önce bursiyer sonra da danışman olarak çalışmaya başladım. Tabii yüksek profesyonellikle(!) yönetilen TÜRKSAM’ın müthiş profesyonel ortamından ötürü sıfatım her gün değişti. Bir gün Türksam sorumlusu, bir gün metin yazarı, bir gün uzman, bir gün araştırmacı, bir gün insan kaynakları uzmanı, bir gün koordinatör olarak hatta çoğu zaman hepsini aynı anda yaparak ben de bu süreçte orada pek çok farklı konumda çalıştım. İlk zamanlar; yani bursi
En son yayınlar

Türkiye’de Feminist Mücadele Üzerine Notlar

2021 yılında Muğla Yenigün Gazetesinde Yayımlanmıştır.  Kimi okuyucularımın bildiği üzere 2021’in ilk aylarında, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı bir şekilde çekildiği resmî gazetede duyuruldu. Bunun üzerine tepkimizi ortaya koymak adına, bir grup milliyetçi genç kadın olarak Türk Feminizm Hareketini kurduk. Türk Feminizm Hareketi olarak yola çıktığımız ilk günden bu yana vurgulamak istediğimiz önemli bir nokta var. Üzerinde önemle ve ısrarla durduğumuz bu mesele, feminist mücadelenin kadınların yaşayışından, onların sorunlarından habersiz sürdürülmesidir. “Bayan mı, kadın mı?” gibi tartışmalardan ileri taşınan bir gündem oluşturabilmek adına bir şeyler yapmak şarttır. Böyle bir iddiamız varsa o halde asıl sorunlarımızı kategorileştirmek ve sistemli bir şekilde bu sorunların üzerine gitmek bizim doğal görevimizdir. Bugün, Türkiye’de kadınların sorunlarının üç farklı sosyolojik temelde ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Bazı sorunların ortak olduğu bilinmekle birlik

ORMAN YANGINLARI ALTIN HİLALİN ÇOCUKLARI YÖRÜKLERİ DE YAKACAK MI ?

  (2021 yılı yangınları nihayetinde Muğla Yenigün Gazetesinde Yayımlanmıştır.) Türk ailesinde yaşam tarzıyla dikkat çeken; Türk kültürüne, ekonomisine ve sosyal hayatına katkıları tartışılmaz Yörükleri yaşadığı bölgelerde son dönemlerde çıkan yangınlar hepimizi oldukça üzdü. Mersin hatta Maraş’tan başlayan Orta Torosları bulan, Muğla, Aydın, Denizli hattından İzmir, Çanakkale ve Osmanlının kuruluş toprakları olan Bilecik’e kadar varan bir coğrafyayı kaplayan Yörük Türkmenleri, bugün Altın Hilal dediğimiz bu bölgede maalesef artan orman yangınlarından dolayı bitki örtüsü ve hayvanlar gibi kaybolma tehlikesi altına girmiştir. Bölgedeki halkın kendine has kültürü, Yörüklerin, bizlere sadece sosyal hayatta değil aynı zamanda ekonomik hayatta önemli bir konuma sahip olduklarını gösterir. Küçük baş hayvancılığın ve çeşitli tarım üretimlerinin küçük aileler tarafından yapıldığı Altın Hilal’de insanlara ekonomik anlamda aynı üretim şeklinin tekrar sağlama imkânı verilmezse maalesef bölgeden ke

Güncel Tartışmalar Işığında Radikal Feminizm ve Yeni bir Yaklaşım

  Feminist tarihin sistemli bir düşünce akımı haline gelmesi 18. yy hatta 19. yy’a dayanmaktadır. Bu süreçte feminizm pek çok taşlı yoldan geçmiş, çatallanarak dallara ayrılmıştır. Feminist dalgalar farklı yaklaşımlar geliştirerek kadının ötekileştirilmesi ve tarih boyu baskılanmasının nedenlerini araştırma ve çözüm üretme çabasındadır. Nedenler farklı tanımlandıkça çözüm önerileri de çeşitlilik gösterir. Bu bağlamda düşünüldüğünde feminist dalgaları yahut ayrışımların bir tanesini seçip ona sarılmak diğerlerini ise alaşağı etmeye çalışmak kadın özgürlüğü için mantıklı bir yaklaşım olmayabilir. Elbette bazı feminizmlerin hem eleştirilen hem de desteklenen yönlerinin olması doğaldır. Bunlardan biri de son zamanlarda gündemden düşmeyen Radikal Feminizmdir. Radikal Feminizm, 1960’lı yılların kendine has havasından da etkilenerek sistemli bir hale gelmiştir. Kate Millet, Shulamith Firestone, Germaine Greer, Chris Weeden ve Eva Weeden Radikal Feminizmin önde gelenler isimlerindendir.

Tanık Olduğum Savaş

Kahpe gerçeklerden uzakta olduğumu dâhi bilmeden ‘’Tepenin Üzerinde Parlayan Şehir ’de piknik yapıyorum. Sepetimde meyveler, abur cuburlar ve birkaç farklı içecek var. Her birini nasıl içeceğimi daha bilmeden ve hangisinin zehir hangisinin hayat olduğunu umursamadan dikiyorum şişeleri, diplerini görüyorum. Hükümdarların ellerinde oyuncak olan ve tarihin akışını etkileyen bir toprak var altımda. Ellerimi toprağa sürünce kırmızı bir sıvıya bulanıyor ve çeker çekmez kuruyorlar. Bisikletlerde kadınlar, erkekler geçiyorlar önümden. Bir yandan kocaman bir ailenin en küçük çocuğunun taşıdığı yükü görüp alnındaki teri siliyor bir yandan tüfeği tutukluk yapan bir askerin önüne atılıp ona siper oluyorum. Ateşin nerden geldiği belirsiz. Gökten yağan havan mermileri kafamda patlayacakken paraşütleri açılıyor, kurtuluyorlar. Çingene kızları geceleri karton kutuların üzerinde yatıyor, buldukları çaputları başının altına yastık ediyorlar. Alkolik evsizler sataşıyorlar kızlara. Ancak bu göbekli adamla

Bin Dolara Feda Taşın Toprağın!

  Sevgili okuyucular, sizlere son zamanlarda Türkiye’de çokça yatırım yapılan güneş enerjisi panelleriyle ilgili beni oldukça rahatsız eden bir konudan bahsetmek istiyorum. Burdur yerlilerinden ve hatta özellikle çiftçilerinden aldığım bilgiler nihayetinde içimi cız ettiren bu konu, eminim sizleri de benim kadar etkileyecektir. Burdur’da farklı bölgelerden çiftçilerle yaptığım görüşmeler sonucunda pek çok tarlanın satıldığını ve çoğu çiftçinin üretimi bıraktığını gördüm. Konuşmalar nihayetinde ilgimi çeken husus belli tarım arazilerinin, kimliği belli olmayan yabancı kişilere, normal tarla değerlerinin biraz üstünde fiyatlarla hızlı bir şekilde satılıyor olmasıydı. Bunun üzerine sosyal medya hesaplarımdan bu konuyu dile getirsem de olayın tam olarak ne olduğunu henüz anlayamamıştık. Biraz irdeleyip yerli halk ile diyoloğumu artırınca, durum üç aşağı beş yukarı ortaya çıktı. Çinli şirketler, bölgedeki bazı vatandaşları aracı yaparak Burdur civarından pek çok araziyi satın alıyormu